S. Eliot, “Hayal gücünden yoksun insanları “içi boş insanlar” olarak görür.
Haksız da değil hani...
Çocukken hayallerimiz vardı. Büyüdük neredeyse çoğunu kaybettik. Ciddi erkekler, kadınlar oluverdik.
Çünkü ciddilik kavramının içinde hayallere yer yoktu. Hayat zordu. Sorumluluklarımız ağırdı. Çocukça davranamazdık.
Yani hayaller kuramazdık... Mucizelere inanamazdık...
Hayal kurmak çocukluk döneminde saklı, gizli kalmış, sanki hep oraya hapsolmak zorunda olan bir kavramdı.
Dünyaya “çocuk gözüyle” bakmayı unuttuk. Çünkü büyüktük biz. Herşeyi bilirdik. “Lafın gelişi” konuşurduk çoğu zaman...”
“Büyüyünce anlarsın” lafını ağızlarımıza doladık. Haberimiz yoktu. Çocuklarımıza odalarını toplamalarını öğretmeye çalıştık senelerce. Çevrelerine de aynı özeni göstermelerini anımsatmayı unutarak.
“Ödevlerini yap” dedik. Kitap okudukları zamanı sanki görevlerini yapmaktan çaldıkları zaman gibi algılayıp “ödevlerin bitti mi” diye sorduk. Ama kendimiz onlara örnek olmak adına, günlük işlerimizi bahane edip kitap okumadık çoğu zaman. Bol bol televizyon izleyip “beynimizi boşalttık”.
Öyle değil mi? Hala da yapmıyor muyuz böyle?
Çocuklarımızın sağlıklı olmalarını istedik. Elimizden geleni yaptık bunun için. Ancak anneanne veya babaannelerine gittiklerinde özgürlüklerine kavuşacaklarından ve canlarının istediklerini yiyeceklerinden de haberdardık. O anneanneler ve babaanneler bir zamanlar bizlerin de anneleri değil miydi?
Kitapların büyülü dünyasına daha çocuk yaşlardayken çıkarız. Aslında belki de kitaplarda, masallarda, efsanelerde anlatılmak istenenleri o yaşlardayken en iyi anlarız kimbilir?
Her yazar biraz çocuktur aslında. Her sanatçı biraz çocuk. Sadece onların yaşadığı sekizinci bir gezegen vardır evrende. Ve onlar o gezegende eserlerini yaratır ve dünyaya sunarlar. Büyülüdür onlar... Sihirlidir... Çocuktur onlar... Hayal kurarlar...
Ama bilmeyiz ki dünyayı bizden çok daha iyi algılar, koklar, tadar ve gerçekten yaşarlar…
Sakız Sardunya...
Adından memnun olmayan tatlı çocuk...
Ne serüvenler yaşayacak, hayata ve bizlere o güzelim gözleriyle nasıl da “gerçek” bakacak, hayallerinin perdesinden...
Elif Şafak, çocuklar için yazdı...
Ama bana daha çok onları yetiştiren büyüklere bir şeyler söylemek ister gibi geldi...
Okuyun lütfen... Hatta çocuğunuza sesli okuyun...
Hizmetlerimiz ve fiyatlandırma hakkında daha fazla bilgi için lütfen Bize Danışmaktan çekinmeyin.