Uzun seneler evvel bir arkadaşımla “Kader ve Kadercilik“ üzerine tartışıyorduk. Çoğu çevrede bu konuda değişik yorumlar veya değişik inanışları duymuşuzdur. Kimileri kendisini kaderci bir insan olarak bilir ve etrafına öyle tanıtır. Kimileri ise arkadaşları veya dostları tarafından kaderci diye suçlanır ve eşleştirilir.
Arkadaşımla konuşurken bana birdenbire “Kader diye bir şey yoktur sadece insanların seçimleri vardır. Seçimleri nasıl olursa insanın hayatı da oraya doğru şekillenir.“ dedi.
İlk başta arkadaşımın bu fikri aklıma pek yatmasa da, ertesi gün bu cümlenin ne kadar anlam yüklü olduğunu ve koçluk mesleğiyle ne kadar iç içe olduğunu anlamıştım.
İster “Kelebek Etkisi” deyin ister “Kader” deyin sahiden yaşamımız boyunca yaptığımız seçimler bizi ya başarıdan başarıya koşturuyor ya da hep dibe itiyor. Bazen de ikisinin karması oluyor yaşamımız.
Müşterim olan şirketlerin yöneticilerine ya da bireysel danışanlarıma her aşamada olumlu olmaları gerektiğini kendilerine karar verdirterek hayatlarının daha kolay geçmesini sağlamaya çalışıyorum. Ama hiç şüphesiz her olay karşısında olumlu olabilmek bir eğitim ve yaşam biçimi işi. Mümkün olduğu kadar olaylara olumlu bakmanız gerektiğini ve olumsuz olayları nasıl olumluya çevireceğinizi düşünerek yaşamınıza yön vermeniz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Aşağıda “Olumlu olmak” ile ilgili çok güzel bir hikaye var. İnsanların zor şartların içinde olsalar bile olumsuz tarafları nasıl olumluya çevirebileceğini paylaşıyorum ve “Seçimlerimizin hayatımızı nasıl yönlendirebileceğine” ilişkin davranış biçimini okumanızı öneriyorum.
Jerry, çevresindekilerinin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı. İnsanlar birbirlerine “Bu adam her zaman nasıl bu kadar iyimser olabiliyor?” diye sorarlardı. Birisi ona nasıl olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep.
“Bomba gibiyim” Jerry’nin doğal haliydi. Kendisini devamlı bu cümleyle motive ederdi. Yanında çalışanlardan biri, o gün kötü bir günündeyse Jerry hemen kendisiyle ilgilenir ve duruma nasıl olumlu bakabileceğini anlatırdı ona.
Bu tarzı arkadaşlarını düşündürmeye başladı. Bir gün biri yanına gitti ve “Anlayamıyorum “ dedi. Nasıl olur da her zaman her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun? Nasıl başarabiliyorsun bunu? diye sordu. Jerry biraz gülümseyerek cevap verdi. “Her sabah kalktığımda kendi kendime, Jerry bugün iki seçimin var; Havan ya iyi olacak ya da kötü olacak derim. Ve sonra havamın iyi olmasını seçerim. Gün içerisinde kötü bir şey olduğunda yine iki seçimim var; “Kurban olmak ya da ders almak”. Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana bir konuyla şikayete geldiğinde yine iki seçimim var; Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.
Soruyu soran arkadaşı şaşırır. Yok yahu der. Bu kadar kolay mı yani?
Evet kolay diye cevap verir Jerry;
“HAYAT SEÇİMLERDEN İBARETTİR. HER DURUMDA BİR SEÇİM VARDIR. SEN HER DURUMDA NASIL DAVRANACAĞINI SEÇERSİN. SEN İNSANLARIN SENİN TAVRINDAN NASIL ETKİLENECEKLERİNİ SEÇERSİN. SEN HAYATININ İYİ YA DA KÖTÜ OLMASINI SEÇERSİN. “YANİ SEN NASIL YAŞAYACAĞINI SEÇERSİN”
Jerry’nin bu sözleri arkadaşını çok etkilemişti. Hayatındaki talihsiz olaylar için dövünmek yerine, seçim yapmayı tercih ettiğinde de hep onu hatırladı.
Yıllar sonra Jerry’nin başına çok tatsız bir olay geldi. İşyerine soygun için gelen hırsızlar paniğe kapılıp Jerry’yi kurşun yağmuruna tuttular. Ameliyatı 18 saat sürdü ve haftalarca yoğun bakımda kaldı.
Taburcu edildiğinde hala vücudunun belli yerlerinde kurşunlar vardı.
Arkadaşı Jerry’yi olaydan 6 ay sonra gördü. ”Nasılsın?” diye sorduğunda, Jerry “Bomba gibiyim” diye cevap verdi. “Olay sırasında ne hissettin?” diye sordu arkadaşı. “Yerde yatarken kendi kendime iki seçimim var diye düşündüm, ya yaşamayı seçecektim ya da ölmeyi… Ben yaşamayı seçtim… Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.
Bana hep “iyileşeceksin merak etme” dediler. Ama acil servis koridorlarında sedyemi hızla sürerken doktorların ve hemşirelerin yüzlerindeki ifadeyi gördüğümde ilk defa korktum. Bana bakan gözler “Bu adam ölmüş.” diyordu. Bir şeyler yapamazsam biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten. Arkasından koridorda kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak “herhangi bir şeye alerjim olup olmadığını” sordu. Evet diye yanıt verdim…
Doktor ve hemşireler merakla sustular. Derin bir nefes alarak kendimi toparladım ve bağırdım;
“Benim kurşunlara alerjim var”
Bana gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım. “Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi değil”
Jerry sadece cerrahların büyük ustalıkları sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük katkısı ile yaşadı.
Yaşaması herkese yeni bir ders oldu.
Her gün hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız ve hakkımız olduğunu bilmemizde fayda var.
VE HER ŞEYİN KENDİ SEÇİMİMİZE BAĞLI OLDUĞUNU…
Bu yazıyı okudunuz: Şimdi iki seçiminiz var
1- Unutup gitmek.
2- Bu yazıyı saklamak ve istediğinizde okumak.
SEÇİM SİZİN…
Hizmetlerimiz ve fiyatlandırma hakkında daha fazla bilgi için lütfen Bize Danışmaktan çekinmeyin.